İngiltere'de saçma sapan bir edebiyat akımı başladı. Ölen ünlü yazarların kitaplarını "günümüz hassasiyetlerine göre" baştan yazıyorlar. Kelimeleri değiştiriyorlar. Cümleleri çıkarıyorlar. Yeni cümleler ekliyorlar. Yani resmen sansür uyguluyorlar.
Geçenlerde "Charlie'nin Çikolata Fabrikası" ve "Sevimli Dev" gibi ünlü çocuk kitaplarının yazarı Roald Dahl'ın eserleri "sakıncalı ifadelerden" arındırılmak için "düzeltildi."
Mesela Umpa Lumpalar artık "küçük adamlar" değiller. Onun yerine "küçük insanlar" olarak anılıyorlar. Bulut-Adamlar ise artık "Bulut-İnsanlar" diye geçiyor kitaplarda. Yayıncı bu değişikliği kitapları "cinsiyetçi ifadelerden arındırmak" için yaptığını söylüyor.
"Siyah" ve "Beyaz" kelimeleri de yine ırkçılık olmasın diye kitaplardan çıkarılmış. Yaman Tilki kitabındaki Tilki Bey’in de artık 3 oğlu değil, 3 kızı var.
Bunun yanı sıra kitaplara Roald Dahl’ın yazmadığı yeni satırlar da eklenmiş. "Cadılar" kitabında cadıların kel ve peruklu olduğundan bahseden bir paragrafın sonuna, “Kadınların kel olmasının birçok sebebi olabilir ve bunda hiçbir sorun yoktur,” şeklinde yeni bir bölüm eklenmiş mesela.
Bugün de benzer bir haber Agatha Christie için geldi. Yazarın Hercule Poirot ve Bayan Marple kitaplarındaki bazı ifadeler "modern okurlar rencide olmasın diye" baştan yazılıyor ve "sakıncalı görülen satırlar" çıkarılıyor.
Christie'nin kitaplarında bazı karakterlerin ırkçı sözleri ya tamamen kaldırılmış, ya da değiştirilmiş. Mesela "Nubyalı bir kayıkçıdan" bahsedilen bir satırda artık sadece "kayıkçı" yazıyor. Güzelliği ya da çirkinliği ifade etmek için kullanılan "siyah" ve "beyaz" kelimeleri de bütünüyle silinmiş.
Akla George Orwell'in 1984 romanındaki şu satırları geliyor:
"Bütün kayıtlar ya yok edilmiş ya da çarpıtılmış, bütün kitaplar yeniden yazılmış, bütün resimler yeniden yapılmış, bütün heykeller, sokaklar ve yapılar yeniden adlandırılmış, bütün tarihler değiştirilmiş. Üstelik bu işlem her gün, her dakika uygulanmaya devam ediyor. Tarih durdu. Parti'nin her zaman haklı olduğu sonsuz bir şimdiden başka bir şey yok."