Konuk Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konuk Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Temmuz 2011 Cuma

Seçkide İkinci Yıl !


Bundan iki yıl kadar önce birkaç arkadaş, bir yolculuğa çıkmaya karar verdik. Aylık olarak yazacağımız öyküleri, bir şekilde bu türü seven okurlarla buluşturmak niyetiyle çıktığımız bu yolculuk; zamanla okurlarının da sadık katılımıyla büyüdü. Gelişti. Çığ gibi büyüyen bu oluşumun adına da “Aylık Öykü Seçkisi” dedik. 2009′un Haziran ayında ise “Göl” temalı ilk öykümüz yayınlandı ve maceranın fitili ateşlenmiş oldu.

İşte iki yıl önce başladığımız bu serüven, hız kaybetmeden siz değerli okuyucularımız eşliğinde yayın hayatına devam ediyor. Bu ay da, tıpkı ilk yılımızda olduğu gibi yine sizler için özel bir seçki hazırladık. Kayıp Rıhtım sitesinin en aktif yazarlarının, seçkimiz için yazmış oldukları “Kayıp Rıhtım” temalı öyküler sizleri bir maceradan diğerine sürükleyecek. Her bir yazarın Kayıp Rıhtım’ı ana tema olarak kullandığı bu hikayeleri okurken bizler envai çeşit duyguya gark olduk: Korku, hüzün, sevinç, heyecan, umut… Ama en çok da umut! Bir avuç gencin başlattığı bu yangın, şimdi yüzlerce öyküyle hayallerimizi aydınlatmak niyetinde. Eminiz ki sizler de bu düş sağanağından bizim kadar keyif alacaksınız.

Peki bu öykü seçkisinde kimler mi var? Dilerseniz gelin şimdi hangi yazarımız hangi öyküsüyle teşrif etmiş, hep beraber göz atalım.
- Maket adlı öyküsü ile Alper Kaya
- Limbo adlı öyküsü ile Beyza Taşdelen
- Kayıp Rıhtım’ın Çağrısı adlı öyküsü ile Buğra Şenyüz
- Kaptanın Sandığı adlı öyküsü ile Burcu Durukan
- Kaybolan adlı öyküsü ile Can İnal
- İsyan adlı öyküsü ile Hazal Çamur
- Papyonlar Havalıdır! adlı öyküsü ile Kürşat Toker
- Kayıp Rıhtım’da Bir Yabancı adlı öyküsü ile M. İhsan Tatari
- Fedâiyan-ı Gaib Rıhtım adlı öyküsü ile Mehmet Berk Yaltırık
- Rıhtım’da Bir Deli adlı öyküsü ile Özgürcan Uzunyaşa
- Kötü Kokular Mutfağı adlı öyküsü ile Onur Selamet
- Altın Çağ adlı öyküsü ile Tarık Kaplan
İşte bu öykülerle ikinci yılımızı kutladık. Belki havai fişekler patlamadı yahut sizlere bir karnaval eğlencesi sunamadık. Ama inanıyoruz ki yukarıdaki kalemlerden dökülenlerin gücü, bütün karnavallardan daha renkli hayallere mürekkep olabilecek çizgide. Edgar Allan Poe’nun da dediği gibi: “Bu seçkiyi, düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyoruz.”

Gelelim gelecek ayın seçkisine. Ağustos ayı için öykülerinizi yazmaya şimdiden başlayabilirsiniz! Gelecek ay kalemlerinize çarpacak temamızsa "İntihar" oldu! Her zamanki gibi öykülerinizi kayiprihtim@gmail.com mail adresine gönderebilirsiniz.

Herkese, bizi bugüne kadar yalnız bırakmadığı için bir kez daha sonsuz teşekkürler, iyi okumalar.

Sevgiler,

Hakan “magicalbronze” Tunç & Onur “DarLy OpuS” Selamet

16 Haziran 2011 Perşembe

Radyoda Epik Müzikler ve BKF Sohbetleri

Konuk Yazar : Fırtınakıran


Bahsettiğim şey tam olarak başlıkta ifade ettiğimdir. Ama size daha fazla detay vermek de bana düşüyor elbette :).

KayıpRıhtım sitesi ile olan bağlantılarımı biliyorsunuz ve bizler site olarak yaklaşık 6 ay önce bir radyo kurduk. Bu radyoda, üyelerimizin çeşitli konularda, çeşitli programları var. Ama benim size anlatacağım hem Kayıp Rıhtım'ın hem de blogumun temasını oluşturan iki adet programdır: Kahramanın Yol Türküsü ve Son Gulyabani'nin Yeri.

İlk önce kendi programımdan başlayayım:

Kahramanın Yol Türküsü- Her Cumartesi, Saat: 21.00

Çalınan müzikler tamamıyla fantastik ya da bilimkurgu eserlerine ithaf edilmiş ya da tematik olarak içinde bu türe ait şeyler taşıyan şarkılardan oluşuyor. Power metal'in pek çok melodik ve epik şarkısı ile zaman zaman BKF filmlerinin soundtrackleri bu programda can buluyor.

Bu kadar mı? Elbetteki hayır :)!

Ayrıca, her hafta bir konu üzerine tartışma dönüyor bu programda. Zamana zaman bilgilendirici anlatımlar, zaman zaman ise bilinen bir konuda sıkı tartışmalar...

İsterseniz bugüne kadar bu programda neler konuşmuşuz birazcık başlıklara değineyim:

Distopyalar
Fantazyada Kadın
Eski ve Yeni Kahramanlar
Kötü Adam Kavramı ve Geçirdiği Değişimler
Ejderhalar
Neden Fantazya? Fantastik, Bilim-kurgu ve Türevlerinden Ne Anlıyoruz?

...

Bunların dışında, (program kapsamında) Özel Yayın adı altında, bir de hikaye seslendirmesi yapıldı.Liste böyle uzayıp gidiyor. Ayrıca, ses kayıtlarımız da bulunmakta :D! Yakın zamanda geri kalan ses kayıtları da yüklenecektir.

Programın sayfasına ve bugüne kadar hangi konularda konuştuğuma ulaşmak için buradan buyrun.

Şimdi gelelim benzer konularda ama içinde her yerde bulamayacağınız bir başka yayına!

Son Gulyabani'nin Yeri - Her Cuma, Saat: 23.00

Mehmet Berk Yaltırık, Tarih bölümünde okumuş ve aynı alanda yüksek lisans yapan bir arkadaşımız. Hal böyle olunca, onun anlattıkları tarihten fırlayan efsaneler gibi :). Onun pek çok kaynağa dayanan, gözkamaştıran ve çok farklı konularda aktardığı bilgiler eşliğinde Türk efsanelerinden, tekinsiz yerlere, perili ev inancının temellerinden, batı şövalyelerine kadar sayısız şeyin içinde sürükleniyoruz.

Kendisi bu günlerde konuşacağı ve bilgiendireceği konuların bir kısmı ise aşağıda. Ama şunu da belirteyim, bu yayının da ses kayıtları bulunmaktadır!

Büyü İnancı
Tolkien’in Tarihsel Kaynakları
Batı’nın Şövalye Efsaneleri
Perili Ev İnançları
Popüler Halk İnançları
Osmanlı Kaynaklarında Metafizik ve Korku
Şamanizm Üzerine

...

Daha fazlası için programın kendi sayfasına buyrun.


Her şeyi anlattık ama radyoya nasıl gireceğinizi merak mı ediyorsunuz? O zaman buyrun Kayıp Rıhtım Radyo'ya!


Not: Radyodaki diğer programlar için Kayıp Rıhtım Forum'a bakabilirsiniz.



Orjinal metine ve yazarın diğer güzel yazılarına Aykırı Çağrışım sitesinden ulaşabilirsiniz.

30 Kasım 2010 Salı

Dilden dile şiir

Değerli yazarımız Orhan Veli'nin "Sizin için" isimli şiirini bilir misiniz? "Sizin için, insan kardeşlerim,
Herşey sizin için..." dizeleri ile başlar bu şiir ve tüm insanlığa seslenir usta yazarımızın kaleminden... Güzel olduğu kadar eski bir şiirdir de... "İyi hoş güzel de, nereden çıktı şimdi bu şiir?" dediğinizi duyar gibi oluyorum (Ah, pardon. o kapının ziliymiş). Şarküteri isimli blog sayfasının değerli yazarı YEC, bu şiirle ilgili çok güzel bir projeye imza atmış da ondan... Nasıl bir proje mi? Şöyle efendim. 

Sevgili YEC bir gün "Karşılaştığım insanlardan birer kelime toplayıp bunları uhuyla bir film şeridine yapıştırsam nasıl olur acaba?" diye düşünmüş kendi kendine. "Hatta bu kelimeler birleşip bir şiir yapsa, bu şiir de tüm insanlığa seslenip evrensel değerlere atıfta bulunsa ne güzel olur." diye devam etmiş ardından. Bu fikri o kadar çok hoşuna gitmiş ki sadece bir düşünce ile kalmasına gönlü razı olmamış ve almış eline kamerasını, başlamış diyar diyar dolaşmaya. Diyar diyar dediğimde abarttığımı sanıyorsanız çok fena yanılıyorsunuz sevgili okur. Çünkü bu proje esnasında yapılan çekimler Miami plajlarında başlıyor, New York'un meşhur Times meydanı ve Central Park'ında devam ediyor. Ardından JFK Hava alanına, oradan da bir uçağın içine uzanıyor. Çanakkale'de şöyle bir tur attıktan sonra ise soluğu çok kıymetli, 86 yaşında bir teyzenin dibinde alıyor. Şiiri tam 20 farklı ülkeden 31 kişi farklı farklı zamanlarda seslendirmiş ve bu kelimeler daha sonra YEC tarafından birleştirilmiş. Ortaya da oldukça güzel ve bir o kadar da anlamlı olan bu video çıkmış. Ayrıca videonun nasıl ortaya çıktığı, çekim sırasında neler yaşandığı oldukça güzel, keyifli ve eğlenceli bir dilde anlatılmış. Merak ederseniz kamera arkası hikayesini buradan okuyabilirsiniz ( -ki bence kesinlikle okumalısınız, çok keyifli). Yazının uzunluğu gözünüzü korkutmasın, okumaya başladığınız anda kendinizi öyle bir kaptırıyorsunuz ki sormayın gitsin. Bir de bakmışsınız ki bitivermiş.

Neyse; lafı fazla uzatmadan sizi o video ile baş başa bırakayım. Karşınızda "Sizin için", iyi seyirler...




7 Haziran 2009 Pazar

söylediklerine dikkat @ !!!

Konuk Yazar : Uçan Penguen
slm arkadaşlar, bu yazıyı ikinci dilimizle yazmış olsam yabancı değiliz herhalde. sanal alemde yeni kazandığımız, görünüşte bir anlamı olmayan yeni dilimiz. slm, nbr, kib, kid, aeo, oss. ne günlere kaldık… anlamayan birine sokakta söylesek oss diye
‘len sen bana küfür mü ettin’ diyerek dayak yeriz. oss (o senin sorunun) anında obs (o benim sorunum) olur.

artık öyle oldu ki, bu yazıya başlarken arkadaşıma ‘az işim var’ yazdım ö.d.gil yazdı. (anında görüntü buna denir) yeni bir kelime daha kattım bozulan dilime. bu işin sonu nereye varır bilinmez ama bir tek yazı yazarken burada dikkat ediyorum kelimelere. en basitinden her hangi sohbet penceresinde yazdığım bir sürü cümleden sağlam
hatasız cümle sayım yok denecek kadar az.
bu işin kıssadan hissesi; sanal alem ve günlük sohbetlerimizde gelişi güzel yazarken canııımm türkçem can çekişiyor.aslında kolay ve güzel bir dilimiz varken dilimize yaptığımız bu işkencenin hiç bir anlamı da yok tabi. bu aşırı bozulma nereye varır bilinmez ama her geçen gün yeni ve saçma bir kısaltmayı da ekliyoruz hafızamıza.
bakıldığında türkçe ve ingilizce karışımı ilginç bir dil haline gelmiştir yazılı sohbetlerimiz. yetişen geleceğimize dilimizi en iyi şekilde öğretememek öz türkçe’nin kaybolmasına, bu olayında kültürümüzün etkilenmesine sebebiyet vereceğini bilmek gerekir.

kişilik arayışında olduğu dönemde insanların gereksiz geçici heveslerle kendine tarz araması da günümüzde konuşma dilinin bozulmasına neden olmaktadır. örneğin; rap müzik dinleyerek etkisi
altında kalan gençler biraz daha asi ve hür konuşma tarzını benimseyerek argo kelimelerle desteklenen sert bir türkçe kullanmaktadır. bunun dışında anlam veremediğim emo tarzına ayak uyduran gençlerin konuşmaları türkçe’mizle bağdaşmamaktadır. ilk duyduğumda şaşırdığım bu tarzın kalıplaşmış konuşma şekli ‘aşkiiimmm şeni şefiommm’ gibi türkçe ile alakası olmayan bir tarzdır.
öyle bir duruma sürükleniyoruz ki, ilerde doğrusu hangisi ? yanlışı hangisi? ayırt etmekte güçlük çekeceğiz. bu tür örnekler aramayla değil arabayla tabi. arkası gelmeyecek kadar da fazla. önemsemeyerek dilimizi katlediyoruz.

Orjinal metine ve Bitlilerin diğer güzel yazılarına Bitli Limon sitesinden ulaşabilirsiniz.
Karikatür by Erdil Yaşaroğlu @ Penguen