24 Ocak 2019 Perşembe

Sıradaki parça...

90'larda çocuk olmanın laneti mi dersiniz, ayrıcalığı mı dersiniz ama çoğumuzun mustarip olduğu bir gerçek var: Kral TV. Okul kantinine girerdik, Kral TV çalardı. Serviste Kral TV, evde Kral TV, hafta sonları Kral Pop 10... O şarkılar beynimize işlemiş resmen. Sonra ne oluyor? Ufacık bir cümle, bir söz vs duyunca başlıyor kafamızda bir şarkı çalmaya...

Adamın biri "Bu gece uzun olacak" diyor, Hülya Avşar kafamın içinde "Besbelliiiiiiii biliyoruuuuuuuum," diye tamamlıyor. Biri "Gitme," diyor, Nazan Öncel, "Gitme kaaaaal bu şehirdeeeeEEEğ," diye devam ediyor. "Vazgeçtim," dendiğinde Sezen Aksu'nun "eeeellerindeeeen," diyen sesi kulaklarımda yankılanıyor. Annem "Yine başım dönüyor," deyince endişelenmem gerekirken ilk kasetini çıkaran Reyhan Karaca mutluluğuyla "garip halleeeerde, neden koşarsın hala boş hayalleeeerde!" diye dans edesim geliyor. Ve daha bir sürü şey (Canım mısın sen, benim misin sen...)

Yalnız olmadığımı söyleyin bana. Yoksa deli miyim ben? (Şaparım bilirsin!)

18 Ocak 2019 Cuma

Yeni Çeviri: Uzay Akımları - Isaac Asimov

Üstat Isaac Asimov'un Galaktik İmparatorluk Üçlemesi kapsamında çevirdiğim kitaplardan ikincisi olan Uzay Akımları (Currents Of Space) bugün itibariyle İthaki Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Roman, Toz Gibi Yıldızlar'ın (Stars Like Dust) ardından serinin ikinci kitabı olarak geçse de aslında aralarında çok fazla bir bağlantı yok. Çünkü Uzay Akımları ilk kitaptan yaklaşık 6000 yıl sonra geçiyor. Bu kez Florina adlı bir tarım gezegenindeyiz. "Kirt" adında, galaksideki en değerli maddelerden birini üretmelerine rağmen Sark gezegeni tarafından sömürülüp neredeyse köleleştirildikleri için fakir bir halk Florinalılar.

Bu esnada Vakıf'ta sık sık bahsi geçen Trantor İmparatorluğu artık kurulmuş ve galaksideki hâkimiyetini iyice sağlamlaştırmıştır. Dünya ise çok uzaklardaki önemsiz bir gezegen olarak bilinmektedir sadece.

Derken Florina'da yaşayan, Rik adındaki bir yarım-akıllı ansızın geçmişte kendisine verilen çok önemli bir mesajı hatırlar: Florina'daki herkes ölecektir. Böylece Sarklı Toprak Efendileri ve Trantor İmparatorluğu'nun casusları Rik’in peşine düşer ve olaylar başlar.

Açıkçası, Uzay Akımları'nı hem çevirirken hem de okurken Toz Gibi Yıldızlar'dan daha çok keyif aldım. Kitap bir bilimkurgudan ziyade başarılı bir dedektiflik romanı havasında ilerliyor. Ama içerisinde bir sürü ilginç Asimov icadı var tabii. Asimov'un görüntülü konferansları taa o zamandan öngörmesi de dikkatlerden kaçmıyor.

Kitabın son okumasını sevgili Setenay Karaçay, editörlüğünü de Ömer Ezer yaptı. İkisine de buradan çok teşekkür ediyorum. Özellikle Setenay yanlışlıkla çevirmeden geçtiğim bir-iki satırı gözümün içine içine sokarak bana büyük bir iyilik yaptı. Ömer de "communie-tube" (iletişim borusu) icadı için "ileti-tüpü" önerisinde bulunarak harika bir dokunuşta bulundu.

Şimdi sıra üçüncü kitap olan Pebble In The Sky'da. Keyifli okumalar...