“Kanka,” dedi Aziz bana, yemeğimizin gelmesini beklerken. “Dün 300 Spartalı’ya gittim, çok süperdi. Adamlar manyak bir film yapmışlar ya!”
“Ne dedin, ne dedin?” dedim, bakışlarımı pistten ayırarak.
“Dedim ki adamlar harika bir film yapmışlar.”
“Onu anladık, hani beraber gidecektik? Ne oldu?”
“Eee, şey…” diye kekeledi karşımda, biraz mahcup olarak. “Aslında ben seninle gidecektim de…”
“Eee?”
“Dün Karşıyaka’daydım. Arkadaşlarla buluştum. Haydi, sinemaya gidelim dediler, ben de kıramadım.”
“Tamam Aziz, tamam. İki dakikada sattın ya beni, helal olsun sana.” diye sitem ettim ona, biraz da şakayla karışık.
“Ya öyle deme ama kanka…”
Lafını tamamlayamadan cep telefonum çalmaya başladı, arayan üniversiteden arkadaşım Fatih’ti. Hava alanına çok yakındı ve müsaitsem bir-iki dakika da olsa görüşelim, istiyordu.
“Tabi ki,” dedim, “Gel. Senin için her zaman vaktim var.”
Beş dakika kadar sonra Fatih yanımızdaydı. Aziz’le tokalaşıp tanıştılar, ikisini de uzun zamandır tanımama rağmen ilk defa bir araya geliyorlardı. O an “Hayat ne garip.” diye düşündüm kendi kendime. Fatih’e de bir yemek söyleyip başladık muhabbet etmeye. Derken konu döndü dolaştı, yine sinemaya geldi.
“Aziz Bey dün 300 Spartalı’ya gitmiş. Sözde beraber gidecektik ama neyse.” dedim, yine takılmadan duramadan.
“Gittim be, ne olacak?” dedi Aziz gülerek. “İyi ki de gitmişim, canıma değsin!”
“Öyle mi? Tamam, öyle olsun. Bir daha seninle plan yaparsam ne olayım. Neyse, ben de Fatih’le giderim.” dedim.
“Ben gittim o filme.” dedi Fatih, hafif gülümseyerek.
“Nasıl yani?” dedim şaşkınlıkla. “Ne ara gittin yahu?”
“Dün Karşıyaka’daydım. Arkadaşlarla buluştuk. Haydi, sinemaya gidelim dediler, ben de kıramadım.” demesin mi?
Ben şaşkınlığımı henüz üstümden atamamışken “Hangi sinemada izledin?” diye sordu Aziz.
“Falanca sinemada.” diye cevap verdi Fatih.
“Hadi canım! Ben de orada izledim. Peki, hangi seans?”
“15:00 matinesi.”
“Hadi canım! Ben de! Peki, hangi sıradaydın?”
“En önden üçüncü sıradaydık.”
“Aaa, biz de bir arka sıradaydık! Vay be, şu işe bak.”
Birbirini hiç tanımayan iki arkadaşım bir gün önce aynı sinemada film izlemişlerdi. Bugün ise aynı masada oturmuş yemek yiyiyorlardı.
Hayat ne garip mi demiştim ben?
7 comments:
Heyy! Bu sinema Kemeraltı’nda, kuyumcuları geçtikten sonra yol üçe çatallandığında çatalın orta dişi denebilecek darca bir sokaktan girilen meydancıkta olmasın sakın? Ben de oradaydım. En önden dördüncü sırada. Aziz ve Fatih benim önümde seyrediyorlardı demek ki. Vay canına sayın seyirciler!Bu nedir şimdi? Sadık Yemni'nin dediği gibi beyin kimyasının azizliği mi? Hafifçe tırlatmanın kibarca söylenişi yani. Allahım! Olabilir mi?
@ Gürhan: Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Doğru söylüyorsunuz, bunlar sadece gördüklerimiz. Daha neler var kim bilir :)
@ Hayal Kahvem: Yok, yok korkmayın. Onların gittiği sinema Karşıyaka'daydı. Yani tırlattığımız falan yok. En azından şimdilik... Yani umarım :)))
Sayfanın yeni hali hayırlı olsun..
Ve hayat tesadüflerle doludur sözünün doğruluğunu bir kez daha görmüş olduk:))Mutlu mutlu hafta sonları..
Teşekkür ederim ablacığım, umarım beğenmişsindir. Sana da mutlu mutlu hafta sonları :)
Her şey bir yana 2 arkadaşın da sinema için seni ekmiş İhsan abi. Bir de sana haber vermeden resmen beraber gitmişler :D, her ne kadar bu bir tesadüf de olsa.
Gerçekten hayat bazen, hiç umulmadık anlarda tuhaflığını gözler önüne seriyor. Çok ilginç bir an olmuş bu.
Yeni tema hayırlı olsun. Çok yakışmış :).
Aynen öyle oldu sevgili Fırtınakıran. Güvendiğim tüm dağlara kar, yağmur, çamur ne varsa yağdı bir anda :)
Tema için de ayrıca teşekkürler :)
Yorum Gönder