Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan sevgili Aşkın Güngör, ilham perilerinin saldırısına uğramış gibi görünüyor. Çünkü bu kez bir değil, tam iki farklı kitapla çıkıyor karşımıza. Üstelik ikisi de uzun soluklu serilerin birinci kitabı!
Bunlardan ilki daha önce bu sayfalarda tanıştığınız sevimli Dedektif Bol Bel.
İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, Fillibaba Yolu 11 numaradaki deniz mavisi rengindeki kulübecikte yaşar kendisi. Hayal Gücüyle oluşturulmuş nesnelere sahiptir. Şekli de üzerindeki yazılar da değişebilen tabela, papağan sesli kapı zili, Babil Taşı, Boyut Anahtarı ve daha nicesi… Hepsi bir yana, Genişleyen Oda adını verdiği, bütün bu nesneleri koyduğu, zamanla başka bir boyuta dönüşen bir de odası vardır bürosunda. O boyuttan gelen Hayal Gücü Varlıkları zaman zaman bir olayı çözmesinde yardımcı olur ona, zaman zaman da kendileri bir olaya dönüşür.
Gizemli Şeyler Dedektifi Bol Bel okura ‘mevhaba’ dediği ilk kitap olan Sözcük Korsanı’nda İstanbul’un bir kısmını etkisi altına olan ‘konuşamama’ sorununu çözmeye çalışıyor. Bu olayda en büyük yardımcıları Büyük İlköğretim Okulu’nun beş afacan öğrencisi.
Editörlüğünü Mavisel Yener'in, kapak ve iç resimlerini ise Gökçe Akgül'ün üstlendiği kitap Tudem Yayınevinden çıktı ve birkaç kitaptan oluşacak bir sevinin (aman, pardon... serinin) ilk basamağını oluşturuyor. Kitaptan örnek bir bölüm okumak isterseniz tek yapmanız gereken şey buraya tıklamak. Künye bilgileri, arka kapak yazısı ve kapak çizimine de yine aynı yerden ulaşabilirsiniz.
İkincisi ise benim uzun zamandan beri büyük bir merak ve heyecanla beklediğim Kayıp Ruhlar Kulübü.
Yedi kişi… Yedi kader… Yedi kayıp ruh… Yaşamın bir yerlerinde kesişecek yedi karanlık öykü…
Uzun soluklu, tam yedi kitaplık Kayıp Ruhlar Kulübü dizisinin başlangıcını oluşturan Ruhlar Kayboluyor bu yedi kişiye odaklanıyor.
Pek de bildik kahraman çizgisinde olmayan kişiler bunlar. Zaafları, hayata veya kendilerine duydukları öfkenin neden olduğu olumsuz tavırları, kimisi pek de masum olmayan beklentileriyle kusurlu varlıklar hepsi. Ve bir ayağı bildik evrene, diğeri kâbuslar diyarına basan serüvenlerinde bir çeşit sacayağı görevi görüyor, evrenin dağılmasını önlüyorlar. Bunu bilinçli tercihle, kahramanca güdülerle yaptıklarını söylemek mümkün değil. Ana gayeleri kendilerini kurtarmak. Ama —kaderin tuhaf bir oyunu olsa gerek— kendilerini sadece bu boyutu değil, tüm varoluş boyutlarını etkileyecek bir komplonun içinde buluyorlar. Kısacası, bir ara boyuta sürükleniyorlar.
Bildik dünyanın üstüne saydam kılıf gibi geçirilen bir boyut bu. Sokaklarda ateş gözlü dev kurbağalar, umut, mutluluk, huzur gibi olumlu duyguları emen sülükler, et yiyen bitkiler, devasa yarasalar, köpekle fare karışımı korkunç yaratıklar, iğrenç böcekler ve daha bir yığın vahşi yaratık fink atıyor. Normal insanlar tarafından görülemeyen bu yaratıklar kayıp ruhlar tarafından görülebiliyor. Dahası, yaratıklar için de diğer insanlara oranla daha fark edilir hale geliyor bu yedi anti-kahraman.
Çizimleri Volkan Akmeşe tarafından kaleme alınan kitap BU Yayınevi tarafından basıldı. Kitapla ilgili örnek bölüm, künye ve arka kapak yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Ayrıca her iki kitap da şu anda gerçekleşmekte olan İstanbul Kitap fuarında yer almakta. Sizi bilmiyorum ama her ikisi de "almak istediğim kitaplar" sıralamasının en üstlerinde yer alıyor. Özellikle de Kayıp Ruhlar Kulübü beni oldukça heyecanlandırıyor.
Sevgili Aşkın Güngör'ü buradan bir kez daha tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Okurun bol (bel) olsun inşallah.
2 comments:
Sanal âlemde kardeş buldum a dostlar, bir de internet insanları birbirinden uzaklaştırıyor derler :))
Sevgili mit, desteğin için teşekkürler.
Senin kitapla benim kitap yan yana fuarda :))
Teşekkür ederim abi, beni onurlandırdın :) Senin gibi değerli bir ağabeyime bir nebze de olsa faydam olursa ne mutlu bana.
Ve evet, kitaplarımız yan yana :)
Yorum Gönder