15 Nisan 2012 Pazar

Yitik Öyküler, Hürriyet Keyif ekinde!

Bu sabah oldukça hoş bir sürprizle karşılaştım. Kayıp Rıhtım forumunda sabah kahvaltısı sonrası kısa bir gezintiye çıkmıştım ki bir de ne göreyim? Yitik Öyküler Kitabı konusunda, sevgili Yosun Erdemli'den şöyle bir mesaj var: "Hürriyet'in Pazar ilavesi Keyif'te kitap tanıtımlarına alınmış Yitik Öyküler. Tebrikler İhsan."

İlk verdiğim tepki, ekrana sabitlenip kalmış bakışlarla "Nasıl yani?" demek oldu yavaşça. Hiç beklemiyordum çünkü böyle bir şeyi. Son hatırladığım Şener Şen misali topuklarım bir tarafıma vura vura mahalle bakkalına koşturduğum. Son kalan gazeteye uçarcasına atıldım ve hızla Keyif ekini aramaya başladım. Bu esnada da bakkalımız hem tereddütlü bir şekilde bana hayırlı pazarlar diliyor hem de kaçamak bakışlarla ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Yüzündeki ifadeye bakılırsa "Oha, yavaş! Hiç mi gazete görmedin hayatında..." tarzı cümleler geçiyordu aklından.

Ama oradaydı işte! Kitap tanıtım sayfalarında... Sayın Çağlayan Çevik, haftanın yenileri köşesinde benim kitabıma da yer vermişti sahiden.
Ne yalan söyleyeyim, yerli fantazya öykü veya romanlarında özgünlük arayanlardanım. Yani isimleri Tom, Jack olmayan kahramanlar veya Elf, Ork gibi kaynağı belli türlerin yerine ifritlerin, pirabokların, dev analarının, al karılarının olduğu metinler ilgimi çekiyor. Her zombi hikâyesinde “birgün İstanbul’u da işgal etse ya bunlar,” diye iç geçirenlerdenim. Daha doğrusu geçirenlerdendim, demeliyim. Çünkü İhsan Tatari’nin Yitik Öyküler Kitabı her anlamda hasretimi dindirdi. Hem de ne dindirmek. Kitapta yer alan toplam dokuz öyküde kılıçlar, şövalyeler, büyücüler, cadılar, yaşayan ölüler, cyborglar, cesur insanlar, kahramanlar, kalem erbabları, üç kağıtçılar, mutantlar ve haliyle insanlar geçit resmi düzenliyor. Büyük kimyasal savaş sonrası İstanbul’un orta yerinde cyborgların insan avına çıktığı, insanların gözü dönmüş zombilerle uğraşmadığı, aşkını arayan adamların aslında bir cadı tarafından aşkın dehlizlerine itildiği, artık yazı yazmanın unutulduğu yıllarda mektup yazmak için insan üstü mücadelenin verildiği öyküler. Yitik diyarlardan gelen, Yitik Öyküler Kitabı bize bir yandan da şunu müjdeliyor; bu topraklarda artık fantazya yazınının özgün ve iyi örnekleri veriliyor, yeter ki görebilelim. Heyecanla okuyacağınız öyküler toplamı.
Bu güzel tanıtım için sayın Çağlayan Çevik'e, haberden haberdar ettiği için kıymetli Yosun Hanım'a ve benden desteğini esirgemeyen siz değerli dostlarıma buradan selam olsun.

Not: Orijinal metini görmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

5 comments:

Hayal Kahvem dedi ki...

Hey, Mit bayıldım bu habere:)) Çok güzel ilerliyorsun Mit... Tebrikler!

Pabuç dedi ki...

Tebrikler ...

Bir gün inşaallah büyük gazetelerden sana röportaj talepleri de gelecek...

mit dedi ki...

@ Hayal kahvem: sağ olun Vildan Hanım. Uzak kaldık, görüşemez olduk. Mahcubum size. Değerli desteğiniz için çok teşekkür ederim.

@ Pabuç: Sağ olasın canım arkadaşım. Röportaj mı? Aman yok, heyecanlanıp bol bol saçmalarım ben :) Kalsın, almayayım.

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Harika bir haber.Başarılarının devamını diliyorum Sevgili Blogdaşım,değerli kardeşim.

mit dedi ki...

Çok teşekkür ederim, çok sağ olun :)