“Çok yoğunum,” demek hayatımın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi artık. Günaydın ya da nasılsın demek kadar olağan oldu desem yeridir hatta. İthaki Yayınları ve MonoKL Kitap için çevirmenlik ve editörlük yaptığımı zaten biliyorsunuz. Şimdi buna bir de Pegasus Yayınları için çevirmenlik katıldı. İlk kitabım da Orson Scott Card’ın ünlü Ender’in Oyunu serisine paralel bir kitap olan Ender’in Gölgesi (Ender’s Shadow) oldu.
Bu ek sorumluluk yetmiyormuş gibi Oyungezer Online’daki işlerim de feci derecede artış gösterdi. Sevgili Sinan’ın (Akkol) bir aylık programı nedeniyle sitenin haber bulma, dağıtım ve koordinasyonu da artık bende. Zaten hâlihazırda aynı işi Kayıp Rıhtım için de yaptığımdan takipçisi bol iki aktif sitenin canlılığını korumak benim dengesi bozuk aklıma kaldı.
Bitmedi… Frpnet ve Kayıp Rıhtım’ın ortaklaşa düzenlediği 60 Kelimelik Fantastik Yarışması’nda da jüriyim ve okunmayı bekleyen 500’e yakın kısa öykü var önümde. O yüzden kendimi aynen görseldeki gibi hissediyorum. Ve sırf bu nedenlerden dolayı blog sayfamı güncellemeyi hep en son sıraya atıyorum. Haksızsam haksızsın deyin (Sakın demeyin haa, gözünüzün yağına iki yumurta kırayım!)
Yorgun Savaşçılığın kelime anlamına hepten ulaştığım diyarlardan bildirdim…
6 comments:
Kader, sayısız olasılık arasından seçtiğimiz şeydir Mit. Sen bu kaderi inşa eden kişisin, içine yerleşensin, hayat denen evinin penceresinin önünde uçuşan harf-kuşlarına gönül verensin... Kısaca, seçtiğin hayatı yaşıyorsun ve eminim ki söz ettiğin yoğunluktan mutlusun. Ne güzel. Yolun aydınlık olsun.
Sağ ol Aşkın abi, teşekkürler :) Bazen yorgunluğum ve yoğunluğum dayanılmaz raddeye gelse de doğru söylüyorsun. En azından sevdiğim ve seçtiğim bir işi yapıyorum. Her ne kadar yazarlıktan ve blog sayfamdan feragat etmek zorunda kalsam da...
Yorumunu okuyunca seneler önce senin Blogspot yazıların ve altında çevirdiğimiz muhabbetler geldi aklıma. Nereden nereye :) Eksik olma canım abim.
Haksızsın. (Şaka şaka, çok haklısın.) Ama Aşkın Bey daha haklı. :)
Yardım edebileceğim bir şey olursa hemencecik ses et, "yettim gari!" der koşarım.
Bak bak, hain! :D En zor işleri sana yıkacağım, görürsün sen!
Şaka bir yana çok teşekkürler arkadaşım :)
Yorgunluklarından hikayeler çıkarmasını bilen biri ile karşı karşıya olmasam daha fazla üzülebilirdim sanırım. Ancaaaak dönüp Yorgun Savaşçı'nın yorgunluklarının meyvelerine bakınca, "Ne güzel de yoruluyor İhsan abi!" diyorum. ^^ Ben de benden önceki yorumlara katılmış oldum böylece (Takipçilerin olarak sana hiç acımadık, aman dur vurma :D).
Tabii bunlar bir yana, o kadar da sert değilim :P, madden ve manen destekçilerin olduğunu da hatırlatmayı bir borç bilirim kendimde.
Kolaylıkla bütün işlerinin üstesinden gelir ve daha nicelerine atılırsın umarım abi. ^^
Okurlarım ve arkadaşlarım resmen acı çekmemi istiyor. İhsan'ın başına bir iş gelse de gülsek diye bekliyorlar. Ben kendimi nasıl bir şeye bulaştırdım böyle!? :D
Yorumun ve acı biber tadındaki desteğin için teşekkürler, geç cevap için de özürler sevgili Berre ;)
Yorum Gönder