20 Ağustos 2016 Cumartesi

Deadpool: İntihar Kralları | Kitap İnceleme

Eğri oturup doğru konuşalım. JBC Yayıncılık elini taşın altına koyup Deadpool basmaya başladığından beri geveze paralı askerimizin pek çok macerasını dilimizde okuma şansına kavuştuk. Bunun için kendilerine ne kadar teşekkür etsek az. Öte yandan, Türkçeye çevrilen maceralara genel olarak baktığımızda ben aradığımı bulduğumu tam olarak söyleyemem.

Evet, Deadpool Marvel Evreni’ni Öldürüyor’u “ilk” olmasının da verdiği hazla bağırlarımıza basmıştık. Edebiyat Kahramanlarını Öldürüyor da vadettiği hikâyeyle ümitlerimizi iyice arttırmıştı. Ya sonrası? Sonrası bir parça hüsran, bir parça da hayal kırıklığı…

Evet, Cullen Bunn gerçekten de ilgi çekici fikirlerle çıkıyordu hep karşımıza, ancak o fikri bir Deadpool macerasına çevirme konusunda ciddi sorunları var bana kalırsa. Çünkü… çünkü Deadpool sadece önüne geleni kesip biçen ve rakibiyle alay eden bir karakter demek değil. Nerede dördüncü duvarı yıkışlar? Nerede sarı ve beyaz düşünce kutucuklarıyla ettiği kavgalar? Nerede çarpık zihninin ona oynadığı oyunlar?

Oysa Wade Wilson’ın Savaşı öyle miydi? Üstte saydığım tüm eksikleri bünyesinde başarıyla toplaması sayesinde kendisi şimdiye dek dilimize kazandırılmış en iyi Deadpool macerası benim gözümde. Keza Kayıp Rıhtım’daki çoğu arkadaşım için de öyle… Bize göre o maceranın yanına yaklaşabilen hiç olmamıştı. İntihar Kralları’nı okuyana dek…

Montaj bu!

İntihar Kralları aslında iki farklı maceradan oluşan tek bir cilt. İlki kitaba da adını veren İntihar Kralları. İkincisiyse Ölüm Oyunları.

İntihar Kralları henüz daha ilk sayfalarında, Deadpool’un özgeçmişini okumaya başladığınız andan itibaren ne kadar eğleneceğinizi yüzünüze âdeta haykırıyor. Yani… kim hayat hikâyesini anlatırken kendisine laf sokup ikinci benliğiyle kavga eder ki? Hemen akabinde geveze paralı askerimizi az önce bahsettiğim düşünce kutucuklarıyla dalaşırken görüyor ve koca bir oley çekiyorsunuz.

İntihar Kralları’nın hikâyesi başlangıçta aldığınız bu tadı, espri ve macera dozunu hiç düşürmeden devam ediyor yoluna. Her şey Deadpool’un Conrad adındaki bir genç tarafından kandırılmasıyla ve bir bina dolusu insanın ölümünün suçunun üstüne atılmasıyla başlıyor. Deadpool intikam almak için paçaları sıvasa da bunca masumun katline göz yummayacak biri vardır çevrede: Punisher.


İkili kısa süre içerisinde karşı karşıya kalıp, birbirlerini hunharca pataklamaya başlıyor. Punisher’ın inadı, Deadpool’un ölümsüzlüğüyle birleşince de uzayıp giden bir mücadeleye dönüşüyor her şey. Ama Cullen Bunn’ın eserlerindeki gibi sadece kana ve şiddete yönelik dövüşler bekliyorsanız yanılıyorsunuz… ne mutlu! Deadpool tüm bu dövüşler esnasında gerek rakibini bambaşka bir şey olarak görüyor, gerek kutucuklarıyla dalaşıyor, gerekse de bir çizgi romanın içinde olduklarını bildiğine dair yorumlarda bulunuyor. Tıpkı olması gerektiği gibi… Teletubbies göndermesi bile var diyeyim, siz durumu anlayın.

Sonrasında işin içine Daredevil ve Spider-man’in girmesi, Deadpool’un suçsuz olduğunu anlamaları ve Conrad’ın aslında çok yakından tanıdığımız bir süper kötüyle bağlantılı çıkması olayları iyice şenlendiriyor. Ama o kısımları da kitaba kalsın…

Pain Factor’e hoş geldiniz!

Kitabın ikinci yarısını, daha doğrusu beşte birlik bir kısmını kapsayan Ölüm Oyunları ise gerek konu gerekse de çizimler açısından ilk serüven kadar iyi değil maalesef. Bu kez Pain Factor adlı kanunsuz bir yarışmanın düzenlendiği bir adaya gizli bir kimlikle gidip, bir adamın kayıp oğlunu arayışına şahit oluyoruz Deadpool’un.
JBC Yayıncılık, 2015, 152 Sf.
Çevirmen: Cenk Könül
Editör: Banu Erdoğdu
Pain Factor yarışması Survival’ın kara bir parodisi âdeta. Üstelik kuralları da oldukça acımasız ve kaybetmek ölmek anlamına geliyor. Yarışmaya katılanlar arasında Van Damme, Chuck Norris ve Steven Segal gibi ünlü aktörleri tiye alan tiplemelerin olması da cabası. Gel gelelim her şey biraz oldu bittiye geliyor ve siz daha konuya tam ısınmadan macera bitiveriyor.

İşin mutfak kısmına baktığımızda Cenk Könül, Banu Erdoğduve Bora Öngüer üçlüsünün ortaya oldukça okunaklı, her zaman ki JBC kalitesine yakışır bir iş çıkardığını görüyoruz. Alıştığımız gibi… Kalitelerinden ödün vermedikleri için kendilerine buradan kocaman teşekkürler.

Sonuç olarak İntihar Kralları, Wade Wilson’ın Savaşı’ndan sonra okuduğum en iyi Deadpool serüveni oldu benim için. Eğer siz de Cullen Bunn’ın ortalama maceralarından sıkıldıysanız bu cilde hiç tereddüt etmeden saldırabilirsiniz. Keyifli okumalar…

Not: Bu inceleme ilk olarak Kayıp Rıhtım'da yayımlanmıştır.

0 comments: