24 Ağustos 2016 Çarşamba

Original Sin | Kitap İnceleme


Marvel Comics evrenini yakından takip ediyorsanız İzleyici Uatu’yu da tanıyorsunuz demektir.Fantastik Dörtlü ve Gümüş Kayakçı başta olmak üzere 90’lı yıllarda ülkemizde yayınlanan bazı çizgi romanlarda sık sık görürdük kendisini. Ay’ın karanlık yüzündeki ıssız üssünde tek başına yaşayan bu kel, koca kafalı ve sessiz kozmik varlık her şeyi izlemeyi ve kaydetmeyi kendine görev edinmiştir. O her şeyi görür. Hatta koşullar farklı geliştiği takdirde paralel evrenlerde yaşanacak olanları bile. Ama ettiği yemin nedeniyle hiçbir şeye karışmaz. Sadece izler ve kaydeder.

Original Sin (İlk Günah) adlı bu cilt de İzleyici Uatu’nun etrafında şekilleniyor. Daha doğrusu kurban gittiği cinayetin etrafında… Çünkü birileri bu çok güçlü ve ketum kozmik varlığı bir şekilde öldürmüş, hatta bununla da kalmayıp “gözlerini” çalmıştır. İyi ama kim? Daha da önemlisi neden? İşte Marvel Comics evrenindeki neredeyse tüm süper karakterlerinin bir cevap bulmaya çalıştığı sorular bunlar…

Süper kahraman alayı

Original Sin toplamda 10 bölümden oluşuyor. Kitabın hemen başlarında Nova Birliği’nin en genç üyelerinden Sam Alexander ile İzleyici arasındaki kısa ama duygusal bir görüşmeye şahit oluyoruz. Aynı zamanda da Uatu’nun kişiliği, geçmişi, görevi ve yemini hakkında da doyurucu bilgiler ediniyoruz. Sonrasında malum son gerçekleşiyor ve İzleyici bilinmeyen biri ya da birileri tarafından katlediliyor.

Soruşturmayı ilk üstlenen her zamanki gibi İntikamcılar oluyor. Hikâyenin Marvel evrenine denk geldiği noktadan ötürü İntikamcılar Birliği Kaptan Amerika’nın önderliğindeki Wolverine, Black Widow, Thor ve Iron Man’dan oluşuyor. S.H.I.E.L.D.’tan emekli olan Nick Fury de istemeye istemeye de olsa onlara katılıyor. (Ultimate ve Sinematik evrenindeki siyahi Nick değil, bizim eski, tanıdık, orijinal Nick Fury var karşımızda, ki bence bu süper bir şey).

Bu esnada gizemli biri Black Panther’den İzleyici’nin cinayetini ayrıca, İntikamcılardan bağımsız bir şekilde araştırmasını istiyor. Böylece Black Panther, Ant-Man ve Emma Frost dünyanın merkezine; Ay Şövalyesi, Winter Soldier ve Gamora uzayın derinliklerine; Punisher ve Doctor Strange ise başka boyutlara giderek ipuçları aramaya başlıyor. Birbirinden alakasız bu kahramanların birlikte çalıştığını ve aralarındaki atışmaları görmek çok keyifli doğrusu.


Öte yandan İntikamcılar için işler hiç de iyi gitmemektedir. Mindless One (Akılsız) adlı boyutlar arası bir yaratık New York’ta terör estirmekte, ortalığı yakıp yıkmaktadır. Tam bir tahrip makinesi olan bu varlığın normalde bir zekâya ya da bilince sahip olmaması gerekmektedir, ama her nasılsa bu seferki düşünebilmekte ve bugüne dek işlediği tüm suçlardan dolayı acı çekmektedir. Dahası, İzleyici’nin katiliyle bir bağlantıları olduğu kesin gibidir. Thing ve Spider-man onu durdurmaya çalışsa da pek de başarılı olamazlar. Derken şehirde bu şeylerden daha fazla görülmeye başlanır ve aklınıza gelebilecek tüm süper kahramanlar seferber olur: Daredevil, Hulk, X-Men, Fantastik Dörtlü ve daha nicesi… Anlayacağınız okur için işler iyice şenlenir.

İzleyen biri her zaman olacak

Original Sin’in en çok sevdiğim yanlarından biri sevdiğim neredeyse tüm kahramanları bu ciltte beraber çalışırken görmekti. Ama onun kadar, hatta ondan daha çok sevdiğim bir şey varsa o da derin ve sağlam senaryosu oldu hiç şüphesiz. Amerikan çizgi romanlarının benim için en büyük sorunu her şeyi 20 sayfada anlatmaya çalışması ve olayların çok çabuk gelişip genelde bir oldu bittiye getirilmesidir. Original Sin’de bunu yaşamıyoruz, aksine dolu dolu ve hızı iyi ayarlanmış bir macera karşılıyor bizi. Olayların da basit bir cinayet vakasının çok daha ötesine geçmesi, hiç beklemediğiniz şekilde dallanıp budaklanarak sizi şaşırtmayı başarması ve bunu sağlam temellere dayandırması kitabın diğer önemli artılarından. Çizimleriyse tek kelimeyle şahane.

Gerekli Şeyler, 2015, 240 Sf.
Çeviri: Burç Üner
Editör: Tulgan Köksal
Bununla birlikte maceranın bazı kısımlarında bir şeylerin eksikliğini hissetmeden de edemiyorsunuz. Yaşanan bazı olaylar bir sonuca bağlanmıyor, ya da başlangıcını bilmediğiniz bir şeye ortadan dalıyormuş gibi hissettiğiniz anlar oluyor. Bunun sebebi, incelemeyi yazarken öğrendiğim üzere, hikâyenin yan serilerde de devam etmiş olması ama o maceraların bu ciltte ne yazık ki yer almaması. Örneğin bir noktada tüm kahramanlar İzleyici’nin kendileri ya da yakınları hakkında bildiği bazı sırlara ansızın kavuşuyor. Hulk, Iron-Man’i ezeceğini söylüyor, Thor bir kız kardeşi olduğunu öğrenerek şok oluyor, Spiderman bir şey görüyor… ama kahramanların kendilerine ait sayılarını okuyamadığımızdan bunları hiçbir zaman öğrenemiyoruz.

Çeviri ve editörlükte de çok küçük sıkıntılar var ne yazık ki. Genel olarak bakıldığında gayet iyi bir iş çıkarılmış, ama Uatu’nun adının çoğu yerde Watcher, bazı yerlerde (mesela kapakta) ise Gözcü olarak yazılması hiç hoş olmamış mesela. Aynı şey isimleri bazen Mindless One bazen de Akılsız Olan olarak yazılan yaratıklar için de geçerli.

Yine de saydığım bu iki kusura rağmen Original Sin son zamanlarda okuduğum en doyurucu ve en meraklı çizgi ro… pardon, polisiye maceralardan biriydi. Marvel evrenini seven herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Yine de siz siz olun, İzleyici’nin her şeyi gördüğünü unutmayın. Görülmeyeni bile…

Not: Bu inceleme ilk olarak Kayıp Rıhtım'da yayımlanmıştır.

0 comments: