Babür İmparatorluğu'yla ilgili şu malum tarihi romanın düzeltisine devam ediyorum. Az önce geldiğim bölümde "Mangligh boyunun beyi İbrahim Saru" (Ibrahim Saru, the leader of the Mangligh clan) diye bir adamdan söz ediliyor. Çevirmen "Mangligh" adını olduğu gibi bırakmış. Tabii benim gene kaşıntım tuttu. "Adamın adı İbrahim, halk Müslüman, boyun adı Mangligh, he mi? Olur mu len öyle şey?!" diyerek başladım araştırmaya.
Geçen seferden tecrübeli olduğum için bu sefer direkt Babürname'ye baktım ve "Manglıg ilinden İbrahim Saru" şeklinde çevrildiğini gördüm. Özbekistan'da Manglıg diye bir il var mı peki? Tabii ki yok... Hatta tarihi hiçbir kaynakta "Manglıg" diye bir yer yok. Yani yanlış çevrilmiş.
Bunun üzerine İngilizce Babürname'yi açtım. İyice arayıp taradıktan sonra denk gelen bölümü buldum ve orada da "Mingligh halkından İbrahim Saru," (Ibrahim Saru is of the Mingligh people) çevirisiyle karşılaştım. Mangligh oldu size Mingligh. E iyi de Çin'de ya da Hindistan'da değiliz. Özbekistan'ın göbeğinde, Semerkant ve Fergana civarındayız. Mingligh diye boy ismi mi olurmuş? Olmaz! Zaten aramalarda da öyle bir halk çıkmıyor kesinlikle.
Bu sefer de mingligh kelimesini araştırmaya başladım. Derken Cengiz Han'ın ordu düzenlerine verdiği isimlerle ilgili akademik bir makaleyle karşılaştım:
Tuman-begi (10,000 soldiers)Yuz-atlik (Centurion of horse)Mingligh (1000 soldiers)
"Tuman-begi" bariz bir şekilde Tümen Beyi, ya da bizdeki Tümen Komutanı, yani 10.000 kişiye komuta eden subay. Yüz atlık ile ne kastedildiği de belli. O zaman Mingligh de Binbaşı, ya da eski adıyla Bin Beyi oluyor... mu acabaaa?
İşi sağlama alıp Babürname'nin orijinal dilinde (orijinal dili, dikkatinizi çekerim) yazılmış metinlere de baktım. Ve şöyle bir cümle buldum:
"...tört-beš ming kišini šabīxūnğa yibärdük."
Aradaki "ming" kelimesine dikkat. Türkçesi:
"... dört-beş bin adamı gece baskınına gönderdik."
Ming = Bin
Mingligh = Binbaşı / Bin Beyi
Peki bu ne demek? Kitabın İngiliz yazarı Alex Rutherford, "mingligh" kelimesini yanlış anlamış ve bir boy olduğunu farz etmiş. Hatta Babürname'yi İngilizceye çeviren diğer kişi de aynı hatayı yapmış. Yaaaniiiiiiiiiiii... çevirmenin hatalarını geçtim, artık yazarın yanlışlarını da düzeltiyorum!!!! Nirvana'ya ulaştım!!!!! Nerede benim bir sıkımlık diş macunum????
Ben yatmaya gidiyorum...
0 comments:
Yorum Gönder