1 Eylül 2009 Salı

Bir ben var benden içeri...

Sevgili Hakan-can sağolsun, yine mimlemiş beni. Bu seferki konumuz “İçimdeki ben ya da içimdeki erkek.” Kısaca özetlemek gerekirse içimizde yatan canavarı ya da meleği (kişiye göre değişir) afişe ediyoruz bir bakıma… Normal şartlarda kendimden bahsetmeyi sevmem. “Ben, ben, bennnn…” kelimeleri ile dolu yazılar bir yerden sonra megalomanyaklık sınırlarını zorlamaya başlıyor çünkü. Ama mimleyen Hakan-can olunca kılımız boyundan ince… (böyle değildi bu atasözü galiba ama neyse) O yüzden bir şeyler karalayayım kısaca…

İçimdeki erkek saç baş yolduracak kadar soğukkanlıdır. Hem de en olağanüstü durumlarda bile istifini bozmaz. Eğer beni kızdırmaya çalışıyorsanız, bir de bunu psikolojik baskı uygulayarak yapmaya çalışıyorsanız vay halinize. Büyük ihtimalle sinirinden yerinde hop hop hoplayan kişi siz olursunuz.

İçimdeki erkek az buçuk kırıktır. Canı sıkıldığında duvarlardaki izlere, gökyüzündeki bulutlara, halılardaki desenlere vs. bakar, bunlarla kafasında birbirinden ilginç tipler uydurur. Onlara bakarak kendini eğlendirir, arada bir kıkırdar.

İçimdeki erkek, çocuk ruhludur hâlâ. Kaldırımda yürürken çizgilere basmaz, en sevdiği çizgi-romanı görünce deliler gibi heyecanlanır. Harcamaya kıyamadığı, itina ile biriktirdiği parasını söz konusu bilgisayar oyunları olunca düşünmeden çarçur eder. Jelibon ve çikolataya dayanamaz.

İçimdeki erkek bir süper kahramandır. Hep binaların tepesinde dolaşır, oradan oraya uçup herkese yardım eder. Bu bir kısıma doğru sayılır. Herkese elimden geldiğince, bir karşılık beklemeden yardım ederim gerçek hayatta. Tabii ki binaların tepesinde uçmadan…

İçimdeki erkek çocukla çocuk, adamla adam olur. Herkesle rahatça anlaşır, sıkıntı çekmez. Yeter ki karşısındaki insan olsun, “dünyayı ben yarattım” havalarında dolaşmasın. Hepsiyle konuşacak bir konu bulur, herkesi gülümsetmenin peşinde koşar. Başarınca mutlu olur, o da gülümser.

Şimdilik benden bu kadar… Aklıma başka bir şeyler gelirse sonradan ekleyebilirim belki. Ama belki… Hakkını vererek yazabildim mi bilmiyorum. Dilerim okurken keyif alırsınız. Bu mim için sevgili Hakan-can’a tekrar teşekkürler.

11 comments:

Yaşamkafe dedi ki...

Yorgun Savaşçım benim eline sağlık beni kırmadığın için sağol..

Bir şey itiraf edeyim bak,bende aynen senin gibi kendimden bahsetmeyi pek sevmiyorum,ben ben bennn bencil olma megaloman olma yoluna düşmekten korkuyorum fakat arkadaşlar istiyor biz de kıramıyoruz haliyle...:)

İçindeki o çocuğu hep yaşat dostum...

mit dedi ki...

Sen de sağol Hakan-can. Çok kısıtlı bir zamanda, alelacele yazdım biraz. O yüzden tam istediğim gibi olmadı. Ayrıca seni kıracağıma monitörümü kırarım daha iyi ( modern atasözü:P )
Sağlıcakla kal...

Pabuc dedi ki...

Ben de hep kendimden bahsetmeyi severim hep ben hep ben şu fani hayatta kendimden başka hiç kimseyi tanımam:)))hafızam zayıf zaten bi gördüğümü bir daha hatırlayamıyorum:P Bir de şimdi senin bu yazdığın yazıyla benim alakam yokya hani, sakın sana yorum yazanlar listesindeki birinciliğimden olmayayım diye sana yorum yazdığımı düşününme, yanııyorsun bunu belirteyim de yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermiyeyim:)))
Demek insanlara yardım etmeyi seviyorsun pekiii o insanlar senin arkandan kuyunu kazıyorsa yine yardımcı olmaya devam eder misin hee bunun da cevabını ver bakalım:))) Şimdi iyi haber ..susuyorum:))Allaha emanetsin..

mit dedi ki...

Yok canım, olur mu öyle şey? Hayatta aklımdan öyle birşey geçmedi, geçmez de... İstediğin kadar yorum yazabilirsin. Bilakis senin yorumlarını görünce memnun oluyorum.

Sorunun yanıtına gelince... Belki bir kez daha iyilik yaparım o insana. Sırf nasıl bir insanın kuyusunu kazdığını hatırlasın, kendinden utansın diye. Bu sayede belki düzelir de başkalarının canını yakmaz. Ondan sonra da bir daha muhattap olmam.

Sen de Allah'a emanet ol (güp)güzel insan ;)

Pabuc dedi ki...

Allah gönlündeki güzellikleri her daim karşınaa çıkarsın...Sağlıcakla kal..

sihirlisepet dedi ki...

ben de çok soğukkanlıyımdır...desemde inanma.ama hep imrenmişimdir.biraz heyecanlı ve telaşlı bir yapıya sahip biri olarak imrenmem doğaldır.çünkü bazen bu heyecan ve telaştan adeta sıkılırım ve kendi kendime telkin vermeye başlarım :-)

mit dedi ki...

Ben de soğukkanlılığımdan sıkılırım bazen. Arada biraz heyecan iyi olurdu. Demek ki diğer şeylerde olduğu gibi bunda da insanlar kendi zıttına özeniyor desenize :)

ramazan dedi ki...

sevgi varlığın temelidir.insanı sevmeyen hiçbirşeyi sevemez.birazcık sevgi taşıyan gönüllerden de böyle sevgi dolu namler(zeki mürenin ruhu şad olsun)dökülür işte.
sevgiler.

mit dedi ki...

Güzel ve değerli yorumunuz için sağolun Ramazan hocam. Çok teşekkürler...

Unknown dedi ki...

samimi bir yazı olmuş. içindeki çocuğa tebrikler.

mit dedi ki...

Teşekkürler =)