11 Ağustos 2014 Pazartesi

Tavan arası: Çizgi roman tadında bir seri - Dresden Dosyaları

Harry Blackstone Copperfield Dresden. O bir büyücü, ama akranlarından oldukça farklı bir büyücü. Günümüz Chicago'sunda yaşıyor örneğin. Hayatını başkaları adına paranormal soruşturmalar yaparak, kayıp kişi ya da eşyaları bulmaya çalışarak veya danışmanlık hizmeti sunarak kazanmaya çalışıyor. Hatta sarı sayfalarda bir ilanı bile var. Tıpkı özel bir dedektif gibi... Ama işi hiçte kolay değil, çünkü hiç kimsenin onu ciddiye aldığı yok. Tanıdığı hemen hemen herkes kendisine bir şarlatan ya da bir üçkağıtçı gözüyle bakıyor. Onu tutmak için ofisine telefon edenlerse ya fal baktırmak ya da bir aşk iksiri hazırlatmak istiyor. Yani Harry'nin bakmadığı tarzda işler... Bu yüzden faturalarını ödeme, kirasını karşılama ve karnını doyurma konularında ciddi sıkıntıları var Harry'nin.

Neyse ki Chicago Özel Soruşturmalar biriminden Karrin Murphy kendisine inananlar arasında. Karrin ne zaman başı sıkışsa ve içinden çıkılamayacak derecede karışık bir davayla karşılaşsa (yani tüm çareler tükendikten sonra) Harry'den yardım istiyor. Gerçi bu, çözümden çok bela getiriyor kahramanımızın başına. Ve şuna emin olun, belayı üzerine çekme konusunda Harry'nin üstüne yok. İçinde yaşadığınız şehir genelev işleten vampirlerle, motosiklet çetesi kuran kurtadamlarla, kara büyücülerle ve gözü pek mafya babalarıyla dolu olduğunda; bunlardan biri büyük bir iş çevirmeye kalktığında 'ayaklarına bağ olmaması için ortadan kaldırılacaklar' listelerinin en başına sizin adınızı yazdığında tersinin olması zaten düşünülemez. Neyse ki Dresden, büyücü sıfatını hakkıyla taşıyor.

Gücünün zirvesindeyken oldukça yetenekli bir büyü kullanıcısı Harry. Rüzgarlara hükmedebiliyor, ateş yağmurları yağdırıyor, şimşekler çaktırıyor ve etraftaki her şeyi havaya uçurmaktan da geri kalmıyor. Dresden’in dünyasında büyü, hayatın ve insan ruhunun bir parçası. Kaynağını mutlu bir anıdan, üzüntüden, korkudan ya da öfkeden alabiliyor. Tek yapmanız gereken ona uzanmak ve kullanılabilir bir enerji haline getirmek. İksir yapımında da mahir biri Harry; son iç çekiş, karanlıktaki tıpırtılar gibi tuhaf bileşenler kullanıyor üstelik. Gerçi Bob olmasa iksirde bu kadar iddialı olamazdı. Bob kim mi? Konuşan bir kafatası... Daha doğrusu kafatasının içinde yaşayan bir hava ruhu. Binlerce yıllık tecrübesi sayesinde büyü ve iksir hakkında neredeyse her şeyi biliyor Bob, ama bir sorunu var: Kafayı seksle bozmuş durumda ve bu da Harry ile arasında oldukça komik diyalogların yaşanmasına neden oluyor. Dresden'in kendisi de alay etmeyi ve ince espriler yapmayı seven biri. Sivri dilini düşmanlarını deli etmek için kullanmaktan da hiç çekinmiyor. Bu da kitabı okurken bol bol sırıtmanıza neden oluyor.

Toparlayacak olursak; elimizde çok özel yetenekleri olan, büyük güç büyük sorumluluk getirir ilkesini düstur edinmiş, ihtiyacı olanlara yardım elini uzatmaktan asla çekinmeyen bir kahraman var. Fakat bütün gücüne ve iyi niyetine rağmen başı beladan kurulmuyor, kiralarını ödemekte sıkıntı yaşıyor ve istisnasız olarak hep kaybedeni oynuyor. Bu saydıklarım size bir çağrışım yaptı mı? Evet, tıpkı eski dostumuz Örümcek Adam gibi...

Peki bir de şu açıdan bakalım. Beş parasız oluşunu bir daha sayalım. Üzerine vampir, kurtadam ve benzeri kabuslarla sürekli savaş halinde olduğunu, hizmetlerini inanlara bir dedektif ya da danışman gibi sunduğunu, ayrıca gözünün arsızca sürekli oynaşta olduğunu da ekleyelim. Gevezelik etmekten geri kalmayan yardımcısını da unutmayalım tabii. Dylan Dog diyen? Aynen öyle...

Yazar Jim Butcher bir çizgi roman karakterini bizlere en çok sevdiren unsurları ustaca bir araya getirmiş sanki. Güçlü ama mütemadiyen sürünen, iyi kalpli ama kaybeden ve en önemlisi de yeteneklerini saymazsak bizlerden farksız biri Harry Dresden. Yani tüm unutulmaz çizgi roman kahramanları gibi...

Yurtdışında on dördüncüsü basılan, ülkemizdeyse (şimdilik) ilk üç cildi yayınlanan bu seriyi her çizgi roman severe gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Okuduğunuza kesinlikle pişman olmayacaksınız.

(Not: 2013'te gün yüzü görmemiş bir fanzin için yazılmış, sonra da tavan arasına atılmış, "Çizgi-roman okurlarının sevebileceği macera romanları," konulu makaledir. Dresden serisi şu anda yurtdışında on beş, ülkemizde ise beş basılı kitaba sahiptir.)

0 comments: