14 Eylül 2022 Çarşamba

Destekli sallamanın faydaları

2009 senesinde “Eve Dönüş” adlı bir hikâye yazmıştım. Nükleer kıyamet sonrası bir dönemde, İstanbul’un yıkıntılarında geçiyordu. Cesur isimli bir arayıcının Bağdat Caddesi’nin yıkıntılarında bulduğu köle bir kızı ailesine götürme çabalarını konu alıyordu.

Bir noktada Cesur ve küçük kızın karşıya geçmesi, Kapalı Çarşı’nın altındaki yeraltı kentine ulaşması gerekiyordu. Ama bir sorun vardı: Üç köprü de yıkılmıştı. Boğazın altından geçen tüp geçidi de zombiler ve dev sıçanlar basmıştı.

Dikkatinizi çekerim, “üç köprü de” dedim. Şimdi, ne var bunda diyebilirsiniz. Ama bu öyküyü yazdığımda İstanbul’da sadece iki köprü vardı. Üçüncünün inşaatına ta 2012 yılına kadar da başlanmamıştı.

Hadi bu çok önemli değil. İstanbul boğazına üçüncü bir köprü yapılacağına dair söylentiler ben lisedeyken bile (90’larda yani) konuşulurdu. Ama işin ilginç tarafı yazdığım hikâyede boğazın sularının altından geçen iki tüp geçitten bahsetmiş olmam.

Ne ilginçtir ki bu tüp geçitlerden biri Üsküdar civarından başlayıp Karaköy’e gidiyor. Yani yaklaşık olarak Marmaray tüneline yakın bir güzergâh izliyor; başlangıç noktası aynı, bitiş noktası farklı. Ama asıl şaşırtıcı olan ve bana tebessüm ettiren şey, yazdığım ikinci tüp geçidin izlediği yol. İstanbul limanının oradan başlayıp Kennedy Caddesi’ne, Sultanahmet Camii’nin alt tarafına çıkıyor. Yani tamı tamına Avrasya Tüneli’nin izlediği yolun tıpkısının aynısını takip ediyor. Hikâyede bu güzergâhı ayrıntılı olarak belirtmişim üstelik.

Çok iyi hatırlıyorum, hikâyeyi yazarken İstanbul haritasını açmış ve olası köprü ve tünel noktalarını kendimce hesaplamaya çalışmıştım. Gerçeğe yakın olsun istiyordum. Ama bu kadar isabetli olacağı hiç aklıma gelmemişti doğrusu. Dün gece kafama takıldı, acaba ne kadar tutturdum diye bir bakayım dedim. Sonucu görünce hem çok şaşırdım hem de mutlu oldum :)

Bu da böyle bir anımdır.

3 comments:

Arqonquin dedi ki...

Telif hakkı böyle bişi değildi di mi?.. Gülümsettin İhsan Abi. O saf heyecanlar, sanki bilimsel bir araştırma yapıyormuşçasına özenilen amatör işler ne keyiflidir öyle.

Öykünün linki var mı xD

mit dedi ki...

Heheh, sağ olasın :) Gülmene sevindim.

Hikâye blogda var. İlk bölümü şurada. Devamına da altındaki linklerden ulaşılabiliyor:

https://yorgun-savasci.blogspot.com/2009/11/eve-donus-bolum-1.html

Arqonquin dedi ki...

Hemmmen linke gidiyorum ^_^