Metis Yayınları, 1999, 274 Sf. Çevirmen: İrma Dolanoğlu Çimen |
Şok Dalgası Süvarisi bildiğimiz romanlardan biraz farklı. Bir maceradan ziyade bir fikir anlatıyor çünkü.
Nick Haflinger uzun zamandır sistemden kaçan ve sürekli kimlik değiştirerek farklı hayatlar süren biri. Kimi zaman mütevazı bir rahip rolünü üstleniyor, kimi zamansa havalı bir iş adamı. Kitap Nick'in yakalanmasıyla ve bir tür sorgu odasında sorgulanmasıyla başlıyor. Gelişmiş bilgisayar teknolojisi sayesinde Nick'i hafızasında geriye döndürüyorlar ve geçmişini tekrar yaşamasını sağlarken bunca zamandır nasıl kaçtığını keşfetmeye çalışıyorlar.
Kitabın en ilginç kısmı da burada ortaya çıkıyor. Yazar bu romanı 1975'te yazmasına rağmen ta o zamandan günümüzde kullanılan pek çok teknolojiyi inanılmaz bir isabetlilikle tahmin etmiş: internet, görüntülü telefon, solucan virüsler, 3D televizyon, cep telefonu ve daha neler neler. Okudukça şaşkınlığınıza şaşkınlık katılıyor. Neuromancer'dan 10 yıl kadar önce yazıldığını da hesaba katarsak cyberpunk türünün ilk atalarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gelgelelim ne Nick'in başından geçen olaylar ne de bunca mucizevi teknolojik öngörü kitabı şahlandırmaya yetmiyor. Başta da belirttiğim gibi, bu bir fikir romanı ve yazar sayfalar boyunca baskıcı, sansürcü, yozlaşmış hükumetleri konu alıyor. Bu da sürekli olarak karakterler arasındaki uzun konuşmalar, konu arasındaki uzun metinler, araya eklenmiş haber metinleri (bunlardan bolca var) boyunca sürekli olarak bir eleştiri, bir fikir diktesi ile karşılaşmanıza neden oluyor ve çoğu zaman neden bahsedildiğini tam olarak kavrayamıyorsunuz. Bir de bazı şeyler hiçbir zaman tam olarak açıklanmıyor (4GH'ın açılımı nedir, bilen var mı?). Sanırım bunun nedeni kitabın aslında bir üçlemenin bağımsız devamı olması. Pek çok kaynakta kitabın üçlemeyle zayıf bir bağlantısı olduğu söyleniyor, belki de açıklanmayanlar birer göndermeden ibaret olabilir diye düşünmeme sebep oldu bu da.
Bir de çeviri hataları var ki zaten anlaşılması zor olan konuyu iyice bulandırıyorlar. Gerçi 90'lı yıllarda kısıtlı araştırma imkanlarıyla bu kitabı çevirmek çok çok çok zor olmuştur. O yüzden fazla eleştirmek istemiyorum, ama uyarmadı da demeyin.
Kısacası bitirdiğimde "İyi ki okumuşum, muhteşemdi!" de demedim, "Bu muydu yani? Tam bir vakit kaybı," da. Kitap bir şekilde kendini okutmayı başarıyor çünkü. Muğlak bir başlangıcı var ve biraz geç açılıyor ama her şeyi ustaca toparlamayı başarıyor. Yine de türün müdavimleri dışında herkese kolay kolay tavsiye edebileceğim bir eser değil.
0 comments:
Yorum Gönder