2 Eylül 2014 Salı

Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati - Kitap İnceleme

Kabalcı Yayınevi
2012, 254 Sf.
90'lı yılların sonunda Douglas Adams'ın neredeyse tüm kitaplarını okumuş olduğumu zannederek huzur içinde yaşıyordum. Ama sonra bir gün durumun pek de öyle olmadığını gördüm; radarımdan kaçan bir eseri daha vardı üstadın: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati. Sadece adı bile bu kitabı okumak için müthiş bir şevk duymama neden olmuştu. Ama heyhat! Baskısı çoooook uzun yıllar boyunca tükenmişti ve yıllarca aramama rağmen hiçbir yerde bulamadım kendisini. Ta ki Kabalcı, Sarmal baskısını yeniden yayınlamaya karar verene dek.

Kitap çıkar çıkmaz ilk işim onu özel olarak bulup kendi ellerimle satın almak oldu. Okumaksa bugüne nasipmiş. Ama... ama, ama, ama... üzülerek belirtmeliyim ki benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Bunun sebebiyse kesinlikle Adams değil, çeviri.

Kitabın çevirisi berbat. Hatta berbattan da öte, korkunç. Kate yerine yazılan Kaleler mi istersiniz, "Uh-huh" kelimesinin "Hı-hı," yerine "Oh, ah" olarak mı yazılmasını? Hadi bunları geçtim, cümlelerin çoğunun anlam bütünlüğü yok. Bu güya editörden geçmiş haliymiş, ama basbayağı çevirmenin ham çevirisi basılmış. Yanlış çeviriler, devrik cümleler, anlatım bozuklukları... hepsi gırla gidiyor. Ve bunun sonucunda ne oluyor biliyor musunuz? Douglas Adams'ın kelime oyunlarıyla yaptığı tüm o esprilerin hemen hemen hepsi güme gidiyor, sıradanlaşıyor ve kayboluyor. Üstüne bir de Adams'ın her zamanki performansından uzak oluşu eklenince "bitse de gitsek" havasına girmeniz kaçınılmaz bir hâle geliyor.

Hikaye aceleye getirilmiş sonuna ve ortalama bir konuya sahip olmasına rağmen yine de güzel sayılır, ama başta da belirttiğim gibi çeviri kitabı katlediyor maalesef. Keşke Kabalcı basmadan önce bir elden geçireymiş şunu. Çok yazık...

7 comments:

rafınasığmayanlar dedi ki...

yine mi! olamaz! demek iatiyorum izninizle... guzelim kitaplari neden bu sekilde rezil ederler anlamiyorum. Ruhun uzun karanlik cay saatine baslamistim pek gozume batmamisti acikcasi ama demekki totalde katlanilmayacak seviyede sanirim bu iskenceye douglas adams ve dirk gently icin katlanacagim yine :) elinize saglik ve bu guzel kitabi ( her ne kadar ceviriyle rezil edilse de ) paylastiginiz ve douglas adams okuma istegini deprestirdiginiz icin tesekkurler :)

mit dedi ki...

Evet, maalesef yine... Çok özensiz bir çalışma olmuş, feci derecede hayal kırıklığı yaratıyor. Çünkü anlamak istiyor, ama anlayamıyorsunuz. Aslında suç çevirmende değil, kitabın editöründe. Neyse...

Zaten ben de sırf Adams ve Gently için katlandım :) Yorumunuz için çok teşekkürler. Umarım benden daha fazla keyif alırsınız.

Settie dedi ki...

Kutsal Dedektiflik Bürosu'ndan farklı değil demek ki :/
İlk fırsatta orijinallerini edinmek lazım.

mit dedi ki...

Görünüşe göre öyle :/ En iyisi orjinalinden okumaya çalışmak sanırım, haklısın. Teşekkürler yorumun için :)

foondah dedi ki...

Ben de Kutsal Dedektiflik Bürosu'nu okuyorum şu an; pek gözüme batan bir şey olmadı çeviri ya da editöryal açıdan ama bir parça yavan gelmişti, belki de ondandır. Biraz bitse de gitsek hali var ne yazık ki...

mit dedi ki...

Hmmm... Bak bu ilginç. İşin içinde olunca insan daha mı çok fark ediyor acaba? Yoksa üçüncü gözüm mü açıldı? Yoksa hiçbir şeyden memnun kalmayan, burnu havada bir çevirmen sürpüntüsü mü oldum?? Aman yareppim! Bir daha bakayım şu kitaba... Berbat! (Oh, rahatladım) :D

foondah dedi ki...

hahaha yok yahu, dedim ya "bitse de gitsek" moduna girdiğim için muhtemelen ben sayfaları biraz hızlıca geçiyorum fark etmiyorum ;)