24 Ocak 2010 Pazar

Yorgun Savaşçı'nın 7 acayip huyu


Sevgili kamikaze mimlemiş bu kez de… Konumuz kendimizle ilgili 7 acayip huyu afişe edip, kendimizi blog âlemine rezil etmek. Tamam, rezil etmek kısmını ben ekledim kabul. Ama böyle bir yazı yazdıktan sonra ne olmasını bekleyebilirsiniz ki? İzleyici sayısında ani bir düşüş? Hmmn o da olabilir tabi… Neyse efendim, geçelim 7 acayip huyuma…

1. Eşyalarla hep kavga ederim ben. Kalemim düşerse kalemimle, kolay açılmazsa kapıyla, köşesine çarparsam masayla çok pis kavga ederim. Hem de öyle böyle değil, önce söverim ardından da sanki o eşya bana cevap veriyormuş gibi bir de “Konuşma fazla! Bak işine!” falan deyip kavgayı da sürdürürüm. Hatta geçen gün rüzgârda uçup duran ve beni deli eden poşetimle(!)  kavga ettikten sonra poşete dönüp “Bakma bana öyle, bakma!” demişliğim bile vardır. Sonrası malum… Yol ortasında kendi kendine gülen bir adam ve etrafındakilerin “Deli mi ne?” bakışları…

2. Asansör aynaları benden çok çeker. Çünkü o kısacık ara içersinde aynanın karşısında yapmadığım şebeklik kalmaz. Jim Carey’in Maske karakteri gibi 32 dişimi göstererek ve gözlerimi kocaman kocaman açarak sırıtırım, twist yaparım, air guitar çalarım, Yüzüklerin Efendisi filmindeki Gollum’u taklit ederim, Elvis gibi şarkı söylerim. Neden mi? Bilmiyorum, yapımda var.

3. Bilgisayarı bir canlı gibi görürüm. Onunla muhabbet eder, bolca kavga ederim. Hata mesajı verdiğinde “Neden böyle yapıyorsun ya? Ayıp bu yaptığın” derim, düzgün çalışmadığı zaman “Hadi canım benim, yaparsın sen” diyerek monitörü başını okşar misali okşarım, oyun oynarken yenilirsem de “Mahsus yapıyorsun! Hile yaptın!” diye bağırır ve “Senin ben…” diye başlayıp bol Bip! içeren methiyeler düzerim kendisine.

4. Monk misali takıntılarım vardır bir de. Neyse ki onun ki kadar uçlarda değil benimkiler. Ne mesela? Çizgilere basmadan yürümeye çalışırım, kütüphanemde birbirini takip eden serilerin arka arkaya olmasına özen gösteririm, çizgi-romanlarımı simetrik bir biçimde üst üste dizer, en ufak bir kaymada sinir olurum. Bir de herhangi bir kitap mağazasına gittiğimde dağınık bir raf görürsem mutlaka düzenlerim, dayanamam öyle durmasına. Yanımdaki arkadaşlarım hep gülerler bana ama ne yapayım, huy işte…

5. Yolda giderken arabaların plakalarına bakarım ve birbirini takip eden uzun cümleler kurmaya çalışırım. Hatta bir ara bunları not alıp bir deftere kaydediyordum. Çok komik şeyler çıkıyor bazen. Mesela “Asuman’ın babasının kemerindeki ince delikler.” ya da “Buzdolabındaki kıllı maymun.”

6. Film repliklerini hiç unutmam. Eğer bir filmi gerçekten beğendiysem filmde geçen tüm güzel veya esprili diyaloglar hafızama kazınır. Hem de tek bir seyredişte… O filmi ikinci kez izleme şansı bulursam replikleri kelimesi kelimesine hatırlarım ve aynı anda, aynı tonda, hatta aynı hızda tekrar ederim. İçimden elbette… Etrafta o kadar insan olunca dayak yeme riski büyük çünkü… Ortamda karanlık zaten, neme lazım.

7. Hâlâ burada mısınız? Ben çoktan okumayı bırakıp kaçmışsınızdır diye tahmin ediyordum oysaki. Yedinci garip özelliğimi bulamadım sanmayın, daha aklıma bir sürü şey geliyor da şimdilik bu kadar rezil rüsva olmak bana yetti. Onun için burada kesiyorum (kırp!).

Bu mim açık büfe bir mim olup ortaya servis edilmiştir. İsteyen alıp yazmakta, istemeyen de yazmayıp yanında yatmakta serbesttir. Şimdi izninizle, Bakırköy’den geldiler. Gömleği giydirip götürecekler.

14 comments:

öykü dedi ki...

Mr Monk u ızlıyorum bende:)
yanı zor bı tarz
oyle dımı:))

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Blog aleminde beni en çok güldüren isimlerin başında geliyorsun.:)
Bu yeteneğinin değerlendirilmesini dilerim.

Teecetveli dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Roselyn dedi ki...

1-2-3 bende de var =)
heyooo yalnız değilim! =D

mit dedi ki...

@ öykü: Zor hakikaten de :) Çok sevimli ve güzel bir dizi aynı zamanda. Yorum için teşekkürler.

@ içimden geldiği gibi: Teşekkürler :) Sizleri gülümsetebiliyorsam ne mutlu bana.

@ teecetveli: Kızdığım zamanlarda insanlar yerine eşyalara sövmek iyi bir huy, orası kesin. Bir gün eşyalar dile gelecek, ondan korkuyorum :)

@ CamaeL: Heyooo deli değilim :)

Sihirlitorba dedi ki...

hımm ben de aynı mimi cevaplamıştım.ama senin cevapların daha güzel gibi geldi bana :)))

mit dedi ki...

Hmmm... Bu benim daha acayip olduğum anlamına mı geliyor ne? :) Sağol arkadaşım, teşekkürler :)

hakan-can dedi ki...

Alemsin kardeşim alemmmm...

Sana söyliyecek laf bulamıyorum en iyisi sen giy o gömleği yürü Bakırköye...:))

Öptüm Yorgun savaşçım...:)

mit dedi ki...

Bak ya... Ben de kurtarma çalışmalarına başlarsınız diye umuyordum halbuki :) Onun yerine onay verdiniz Bakırköy işine, hadi hayırlısı :)

Ben de öptüm Hakanım Canım :)

Sihirlitorba dedi ki...

yok arkadaşım estağfurullah :)acayiplikten değil,komiklikten :)

Adsız dedi ki...

canımm mitcim beni kırmayıp cevapladığın için çok teşekkkürler.kusura bakma yeni yazabildim teşekkür için.merak etme düşüş olmaz:) başka bir yorgun savaşçı yok ki.sen teksin bu alemde:) çok güzel cevaplamışsın ihihii benimkilerden iyi:)

mit dedi ki...

Rica ederim arkadaşım. Şaşırtıcı derecede eğlenceli bir mimdi bu :) Çok teşekkürler güzel sözlerin ve övgülerin için ;)

Pabuc dedi ki...

hahahha son cümleye gelene kadar benim de içimden ona benzer bişey geçiyordu ''Bizim mit iyi görümüyo misali '' ve sen gömlekli cümleyle final yapmışsın güldüm çok güldümmm biliyorsun değil mi :))

Dipten bi not: Asansörde görmek isterdim seni daha çok gülebilmek için...kamera olan asansörlerde bi denesen bunu da, seni you tubeden izlesek savaşçının yorgunu :)

mit dedi ki...

Kamera olan asansörler mi? :S Amanın! İnşallah denk gelmemişimdir birine :)