9 Temmuz 2011 Cumartesi

Dünya küçük mü demiştim?

Hava limanında çalışırken birbirinden ilginç insanlarla tanışma şansınız oluyor. Ben de pek çok değişik kişiyle tanışma ve muhabbet etme imkanı bulmuştum. Mesela tatili esnasında duyduğu bir şarkıyı söylemeye çalışan ama beceremeyen Fransızlar... Siz hiç "Uzun ince bir yoldayım" türkümüzü Fransızca dinlediniz mi? Dinlemeyin zaten, hiç tavsiye etmiyorum! Sağır olma riskiniz var bir kere.

Uçağı rötar yapınca canı sıkılan Alman kadın vardır bir de... Bize zorla Tarkan'ın "Ölürüm Sana" albümünü açtırmış, üstüne bir de dans etmemizi istemişti. "Dans ederseniz albümü satın alacağım." demişti bir de. Etmedim tabi ama müdürüm etti. Vallahi! Çok enteresan bir görüntüydü doğrusu. Kadın mı? CD'yi almadan gitti...

Fakat bunlardan hiçbiri şimdi size anlatacağım İngiliz kadar enteresan değildi. Uzun, çok uzun boylu, sarışın bir adamdı hatırladığım kadarıyla. Elinde Osmanlı İmparatorluğunu anlatan Türkçe bir kitap vardı ve soran gözlerle etrafına bakınmaktaydı. Kibarca yanına yaklaşıp, "Yardımcı olabilir miyim?" diye sordum. Yüzüne bakabilmek için başımı iyice geriye yaslamam gerekiyordu.
"Evet, lütfen." dedi. "Osmanlılara hayranım ve onlarla ilgili bir şeyler satın almak istiyorum. Fakat İngilizce olarak yazılmış iyi bir kitap bulamıyorum."
"Sanırım aradığınız şey bizde var." diyerek onu İngilizce bölümüne yönelttim. Kitapları görünce sevinçten gözleri parlamıştı. Hemen birkaç tanesini eline alıp hevesle incelemeye başladı.

Açıkçası yabancı uyruklu birinin tarihimize böylesine bir ilgi duyduğunu görmek beni hem gururlandırmış hem de meraklandırmıştı. O da yüzümdeki merak çizgilerini (ya da bir karış açık ağzımı) görmüş olacak ki gülümsedi ve "Ben aslında Müslümanım." dedi. "Göbek adım Mehmet."
"Öyle mi? Benim göbek adım da Mehmet, ne tesadüf." dedim. El sıkışıp güldük.
"Tarihimizi öğrenmeye çalışıyorum. Türkiye'ye ilk kez geliyorum. Fas'ta büyüdüğüm için Türkçe bilmiyorum." diye devam etti sonra da.
"Fas mı?" dedim şaşkınlığım bir kat daha artarak. "Ben de 3 sene orada yaşadım."
Şaşırma sırası şimdi adamdaydı. "Öyle mi? Hangi şehir?" diye sordu.
"Tanca." 
"Ya? Ben de Tanca'da büyüdüm zaten!" dedi adam.
Gözlerimizi kırpıştırarak birbirimize bakakaldık.
"Dünya gerçekten de küçük." dedi sonunda adam gülerek. Sonra omzunun üzerinden geriye baktı. "Karım bu tarz kitapları almamdan hoşlanmıyor. Satın aldığımı görmemeli, bana yardımcı olabilir misiniz?" diye ekledi.
"Merak etmeyin, hallederiz." dedim ben de. Gizlice kitapları çantasına yerleştirdik, parasını ödedi ve vedalaştık.

Arkasından bakarken bir tuhaf oldum. Biri gelip de "Gün gelecek aynı şehirde yaşadığın, göbek adı Mehmet olan bir İngilizle tanışacaksın." dese ona bir yerleri... öhöm!... ona kahkahalarla gülerdim herhalde.

Hayat gerçekten de sürprizlerle dolu.

Little world art by khoraxis

9 comments:

Berre dedi ki...

Neredeyse adaş yazınız misali, sizinle benzer geçmişe sahip insanlar bulmanız ne hikmetse hiç zor olmuyor. Açıkçası ben Fatma ismiyle bile bazen adaş bulmakta zorlanıyorum ancak siz geçin adaşlığı, Fas'ta aynı şehirde kaldığınız, göbek isimlerinizin aynı olduğu bir İngiliz bulmuşsunuz :D

Hem yazınız hem bu şansınız için sizi tebrik ederim ^^

mit dedi ki...

Eh, Yorgun Savaşçı, Yorgun Savaşçıyı çekermiş diyelim :P

Teşekkürler sevgili Fatma ;)

sihirlitorba dedi ki...

ne hoş bi karşılaşma olmuş...ben dünyanın küçük olduğuna gerçekten inanıyorum...

mit dedi ki...

Bizim için hoştu da aynı şeyi adamın karısı için söylemek zordu :) Teşekkürler yorumun için...

hakuna matata dedi ki...

Benim de bir anım var :) Vakti zamanında bir tatil beldesinde denizde yüzüyorum. Bir tanıdık el sallıyor.Başlıyoruz muhabbete . Ben onu ,o şahsın yakın arkadasşı sanıyorum cunku birbirlerine cok benzerlerdi.

Neyse efendim ben başladım dedıkodusunu yapmaya ' ay su senın kankan soyle boyle benım telefonumu ıstedı de bla bla bla'

kim o dedi ?
ahmeeet dedim.
Ben kimim? dedi
Mehmet? dedim .
Ahmet olmayım ben ? dedi.

Burnumu kapatıp denizin dibine battım .Bir müddet yüzümün rengi normale döndükten sonra çıktım. Ama öyleydin yaa diye üste çıktım :)

sevgiler

www.recanddelete.blogspot.com

mit dedi ki...

Ahahaha :) Çok fena bir duruumuş hakikaten. Ben de olsam kendimi denize atar ve karşı adalara kadar durmadan yüzerdim herhalde :)

Yorumunuzu geç cevapladığım için de özür. İnternetin olmadığı bir yerdeydim de son üç-dört gündür.

Sevgiler bizden efendim...

hakuna matata dedi ki...

Gerçekten öyleydi..Adalara kadar yüzecek gücü bulamadım çok utandım :) Önemli değil kolay gelsin

zeynep dedi ki...

Ben şaşırmıyorum artık senin başına gelenlere:)zaten normal sıradan bir yaşam tarzı sana uygun değilmiş ki:))Ve sana verilen çok güzel bir kabiliyeti gözardı etmemek lazım,ayrıntılar detaylarda saklıdır ya senin o anları görebilme becerine hayranım doğrusu...Hımm okurken birebir senden dinliyormuşum gibi haz alıyorum..Tebessümler,şaşkınlıklar ve kahkalar eşliğinde hemde:)))

mit dedi ki...

Şey.. Kem,küm... Utandım şimdi :) Eğer okurken gerçekten de o hissi yakalabiliyorsanız ne mutlu bana. Hayata renk katan minik ayrıntıları çok severim ve her yerde ararım onları. Bu özelliğimi ben de severim doğrusu. Çok teşekkürler :)