*********************************************
Yorgun savasci okudugu kitabi kapatti. Konak’a dogru giden bir vapurdaydi. Kitabin kapagindaki “Sovalyenin Yolculugu” ismine bakti dalgin dalgin. “Sovalyeligin budalaliktan baska birsey olmadigini biliyordum zaten” dedi kendi kendine. Sovalyeyi kendine yakin bulmustu yine de. Biraz kendine benzetmisti onu, sovalye icin uzulmustu hatta. Yasadiklari olaylar birbirine benziyordu ne de olsa. Vapur iskeleye yanasir yanasmaz indi, pasaport tarafina dogru yurumeye basladi yavas yavas. Bos bir bank takildi gozune. Gormezden geldi, bakmamaya calisti. Banklara oturmak icini rahatlatmiyordu bu aralar. O da kayiplar vermisti bu aralar. Yalnizligini paylasabilen birkac kisiden birini kaybetmisti. Bir dostunun kalbini kirmis, guvenini sarsmisti. Hemde aptalca bir hayal ugruna... Gercekler gozunun onundeydi ama o kendini hayaline oylesine kaptirmisti ki goremedi onlari. Hic birsey eskisi gibi olmayacakti, bunu biliyordu. Ve iste yine tek basinaydi. Adini “yorgun savasci” yerine “yalniz kurt” olarak degistirme fikriyle biraz eglendi. Bos bir bank daha cikti onune, adimlarini hizlandirip bu banki da gecti. “Bunu hakettim” dedi kendi kendine, bilinen bir istikamete dogru yurumeye devam etti.
**************************
Ihsan okudugu kitabi kapatti. Her zamanki gibi havalimanindaydi. Kitabin kapagindaki “Yorgun Savascinin Guncesi” ismine bakti dalgin dalgin. Savasciyi kendine yakin bulmustu, ne de olsa o da kayiplar vermisti bu aralar... Ne hakettim dedi ne de etmedim. Bunlari dusunmeyecegine soz vermisti, sozunu tutacakti. Bilinmeyen bir istikamete dogru dalgin dalgin bakmaya devam etti.
İzmir Saat Kulesi / Izmir Clock Tower photo by MaxiTurkey
7 Ocak 2007
0 comments:
Yorum Gönder